On üç yıl önce bugün, hayatımın en doğru kararını verip, o andan sonraki yaşamım için "Evet" dedim. Yıllar şaka misali geçmekle beraber, düğün telaşı, hafızamda halen çok taze. Hemen aklıma gelen, yıllanan ama eskimeyen arkadaşım Pınar da, gülümseyerek hatırlayacaktır, düğün öncesi, otel odasında, heyecandan, halihazırda elimde olan eldiveni kaybettim sanıp, ufak bir kriz yaşamış ve yaşatmıştım. Dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan arkadaş ve dostlarımız, o gün bizimle beraber olabilmek için İstanbul'a gelmişlerdi. Heyecan yerini mutluluğa bırakınca, aile, arkadaş ve dostlarla çok eğlendiğimiz güzel bir akşam geçirmiştik. Düğün sonrası, herkes yavaş yavaş dağılırken, en eski dostlarımdan biri olan Verda ve yanındaki arkadaşlarımız, çimlerdeki fıskıyelerin bir anda açılmasıyla sırılsıklam olup, otel lobisinden, burunlarından su akarak geçmek zorunda kalmışlardı. Sanki her şey dün gibi..
Yıllar, bazı bakımlardan oldukça zorlu geçse de, birbirimize olan aşk, sevgi, güven ve dostluğumuza zarar verecek durumlardan kaçındık. Uzun seneler birbirimizden ayrı yaşamamız gerekti, yılmadık. Beraberken bile, birbirimize ayıracak fazla zamanımız olmadı, dert etmedik. Bireysel özgürlük ve isteklerimize hep saygı duyduk.
Hikayemiz İzmir'de başlayıp, Bodrum, Antalya, İstanbul, İzmir, Tiflis, Batum ve Ekaterinburg arasında çoğu zaman hasretle geçen, uzun bir romana dönüştü. Her bir satırını güzellik ve mutlulukla yazdık. Birbirimize kavuşmak için, hiç söylenmeden, sürekli seyahatler ettik. En önemlisi, birbirimizin kıymetini ve değerini hep bildik ve hiç süpheye düşmedik. Seneler süren hasret, en sonunda bitti, artık beraberce dünyanın bir ucunda yaşıyoruz. Beraber olduktan sonra, dünyanın hangi ucunda olduğumuzun öneminin olmamasının rahatlığıyla. Zira benim için halen, dünyanın en huzurlu ve güvenli yeri Erdem'in omuzudur.
Düşündükçe, ne kadar şanslı olduğumu fark ediyorum. Erdem ile tanışmam ve beraberce mutluluk dolu bir hikayeye başlamamız, hayatımdaki en büyük şanslardan biri.
En kıymetlim, bu seneki evlilik yıl dönümümüzde de beraber değiliz. Ben İzmir, sen Ekaterinburg'dasın. Ama biliyorsun ki; "Kilometreler değildir insanı ayıran, birleştirir inan telefon telleri gibi, ama milimetrelerse ayıran, bağışlanamaz bir yazgıdır bu beterin beteri". Seni çok seviyorum, bu kocaman mutluluk dolu yıllar ve tüm yaşattıkların için sana teşekkür ediyorum. Evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun. Daha nice senelere..
Yıllar, bazı bakımlardan oldukça zorlu geçse de, birbirimize olan aşk, sevgi, güven ve dostluğumuza zarar verecek durumlardan kaçındık. Uzun seneler birbirimizden ayrı yaşamamız gerekti, yılmadık. Beraberken bile, birbirimize ayıracak fazla zamanımız olmadı, dert etmedik. Bireysel özgürlük ve isteklerimize hep saygı duyduk.
Hikayemiz İzmir'de başlayıp, Bodrum, Antalya, İstanbul, İzmir, Tiflis, Batum ve Ekaterinburg arasında çoğu zaman hasretle geçen, uzun bir romana dönüştü. Her bir satırını güzellik ve mutlulukla yazdık. Birbirimize kavuşmak için, hiç söylenmeden, sürekli seyahatler ettik. En önemlisi, birbirimizin kıymetini ve değerini hep bildik ve hiç süpheye düşmedik. Seneler süren hasret, en sonunda bitti, artık beraberce dünyanın bir ucunda yaşıyoruz. Beraber olduktan sonra, dünyanın hangi ucunda olduğumuzun öneminin olmamasının rahatlığıyla. Zira benim için halen, dünyanın en huzurlu ve güvenli yeri Erdem'in omuzudur.
Düşündükçe, ne kadar şanslı olduğumu fark ediyorum. Erdem ile tanışmam ve beraberce mutluluk dolu bir hikayeye başlamamız, hayatımdaki en büyük şanslardan biri.
En kıymetlim, bu seneki evlilik yıl dönümümüzde de beraber değiliz. Ben İzmir, sen Ekaterinburg'dasın. Ama biliyorsun ki; "Kilometreler değildir insanı ayıran, birleştirir inan telefon telleri gibi, ama milimetrelerse ayıran, bağışlanamaz bir yazgıdır bu beterin beteri". Seni çok seviyorum, bu kocaman mutluluk dolu yıllar ve tüm yaşattıkların için sana teşekkür ediyorum. Evlilik yıl dönümümüz kutlu olsun. Daha nice senelere..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder