Saint Petersburg, gerçek bir turist cenneti. Nereye baksanız bir gezi grubu, bir rehber ve ellerinde fotoğraf makinalarıyla, etraftaki onca güzelliği ölümsüzleştirmeye çalışan insanlar topluluğu. Hele Nevsky Caddesi, bizim Beyoğlu'nu aratmıyor. O kadar insanın arasında, hem yürüyüp, hem de etrafa dikkat etmek biraz zor olsa da, Cafe Singer, her önünden geçişimde dikkatimi çekti, hiç kaçırmadım.
Kanal turundaki tüm rehberler, maalesef Rusça bilgi veriyorlar. Tur esnasında, kendi özel rehberinizi götürmeniz gerekiyor. Aksi taktirde anlatılanlar, bir ninniden öte geçemiyor biz Türkler için. Bu yüzden olacak, kendimi fotoğraf üzerine fotoğraf çekmeye adamışken, Gamze ve Çağla, Saint Petersburg'da yaşamanın verdiği, nasılsa her zaman tekne turu yapabiliriz rahatlığıyla, tur boyunca, keyifle uyudular.
Aslına bakarsanız, Ruşça anlamasak da, tur boyunca, o kadar keyifli yerlerden geçtik ve o kadar güzel yapılar gördük ki, şikayet etmek, son derece yersiz olur.
Cafe Singer'in bulunduğu bina
Cafe Singer'in bulunduğu bina
Dışarıdan bakılınca, oldukça davetkar, hemen içeri giresiniz geliyor. Gamze'nin, Tiflis'ten bir arkadaşının arkadaşı, uzun zamandır Saint Petersburg'da yaşıyormuş. Onunla buluşmamız gerektiğini söyleyince, Saint Petersburg'u çok iyi bildiğim için (!) yer önerisini hemen ben yaptım. Neden Cafe Singer'de buluşmuyoruz?
Cafe Singer
Herşeyden önce, bina başlı başına muhteşem bir yapı. Dışarıdan, içeride porselenlerin bulunduğu çeşitli vitrinler görünüyordu. İçine girmeden önce, cafede porselen satılıyor zannetmiştim. Aslında, porselen olan birkaç vitrin var. Meğer, içinde cafesi olan iki katlı bir kitap dükkanıymış. Kitaplara ve kitap satan her türlü dükkana zaafım var, bayılırım. İçerideki tüm kitapların Rusça olması biraz keyfimi kaçırıp, hevesimi kırmadı değil ilk başta. Ancak, bu güzel binada, kitap ve kahve kokularının arasında, Saint Petersburg'da buluştuğumuz kişi, bir İzmirli çıkmasın mı? İzmirliler'in sıcaklığı, her nerede olursa olsun asla değişmiyor. Kahve ve güzel sohbet eşliğinde, tüm kitapların Rusça olmasının yarattığı ufak keyifsizlik de böylece, bir anda geçiverdi.
Cafe Singer
Cafe Singer
Saint Petersburg'a gittiğinizde, Cafe Singer'e giderseniz, bizim yaptığımız gibi Nevsky'ye bakan en köşedeki masaya oturmanızı öneririm.
Kitap, kahve ve sohbet faslımızdan sonra, hemen yandaki kanalda, tekne turu olduğunu farkettik. Hemen her kanalda, birkaç tekne turu görmüştük öncesinde. Saint Petersburg'da yapılması gerekenlerden biri de tekne turu. Öncesinde, gezip gördüğünüz, önemli tüm bina, katedral, müze ve şehrin tüm güzelliğini, bir de kanallar ve nehirden görebiliyorsunuz.
Tekne turunun başladığı yer - Nevsky Caddesi üzerinde
Tüm görkemiyle Church of the Savior on Blood
Peter & Paul Kalesi
Kanal turundaki tüm rehberler, maalesef Rusça bilgi veriyorlar. Tur esnasında, kendi özel rehberinizi götürmeniz gerekiyor. Aksi taktirde anlatılanlar, bir ninniden öte geçemiyor biz Türkler için. Bu yüzden olacak, kendimi fotoğraf üzerine fotoğraf çekmeye adamışken, Gamze ve Çağla, Saint Petersburg'da yaşamanın verdiği, nasılsa her zaman tekne turu yapabiliriz rahatlığıyla, tur boyunca, keyifle uyudular.
St. Isaac Katedrali
Hermitage Müzesi
Hermitage Müzesi
Aslına bakarsanız, Ruşça anlamasak da, tur boyunca, o kadar keyifli yerlerden geçtik ve o kadar güzel yapılar gördük ki, şikayet etmek, son derece yersiz olur.
Saint Petersburg'da yabancı olduğu kadar, yerli turist de çok fazla. Ruslar için de, hayli uğrak bir destinasyon olduğu belli. Tekne turunda da, Rus turistler çoğunluktaydı. Her tekne turunda olduğu gibi, hafif bir rüzgar ve serinlik başlayınca, tüm Rusların, teknede bulunan, polar battaniyelere bürünmesi, bize biraz tuhaf geldi. Kış soğuğuna bu kadar alışkın olmaları ve kışın, bizim kadar korunaklı giyinmemeleri ile yaz serinliğinde polar battaniyelere ihtiyaç duymaları arasındaki çelişkiye, söyleyecek bir söz bulamadık. Biz oralı olmadık ve serinliğin keyfini çıkardık.
Saint Petersburg'da hemen hemen her kanalda bir tekne turu var. Hepsinin rotası farklı. Bizim Nevsky'den aldığımız tur, bir saat sürdü. Dökülen Kan Kilisesi ve Cafe Singer'in de üzerinde bulunduğu kanaldan başlayıp, Peter ve Paul Kalesinin üzerinde bulunduğu nehire çıkıp, Hermitaj Müzesinin önünden dönerek, başka kanallara girip, yine aynı kanalda turu tamamladık. Farklı turlarla, farklı güzellikler görme şansınız var. Zamanınız olursa, rotalarına bakıp, birkaç tekne turuna katılın derim. Yaz serinliğinde kestirmek isteyenler kadar, şehri kanal ve nehirden bakarak, keşfetmek isteyenler için de gayet ideal.
Saint Petersburg'da hemen hemen her kanalda bir tekne turu var. Hepsinin rotası farklı. Bizim Nevsky'den aldığımız tur, bir saat sürdü. Dökülen Kan Kilisesi ve Cafe Singer'in de üzerinde bulunduğu kanaldan başlayıp, Peter ve Paul Kalesinin üzerinde bulunduğu nehire çıkıp, Hermitaj Müzesinin önünden dönerek, başka kanallara girip, yine aynı kanalda turu tamamladık. Farklı turlarla, farklı güzellikler görme şansınız var. Zamanınız olursa, rotalarına bakıp, birkaç tekne turuna katılın derim. Yaz serinliğinde kestirmek isteyenler kadar, şehri kanal ve nehirden bakarak, keşfetmek isteyenler için de gayet ideal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder